SULTANLAR DİYARI


Önce Hizmet Sonra Himmet

ehli tarikat

ÇALGICI ALİ

ÇALGICI ALİ



hep gezer dururdu sazıyla bereber, o diyar senin bu diyar benim. tek derdi vardı çalgısını çalar gününü gün ederdi, başka hiç birşey düşünmezdi.
yine yollara düşmüştü baya bir yürüdükten sonra bir diyara varmıştı. çok güzel bir yerdi kararını vermiş burda kalacaktı sıkılıncaya kadar. yine çalgısın çalıyor hem halkı eğlendiriyor hem de kendini...

ve birgün onu görmüştü, daha önce hiç böyle bir güzellik görmemişti hayatında bu nasıl bir güzellikti böyle, ali aşık omuştu güzele hem de ne aşk yanıp kavrulmaya başlamıştı, ali'nin hayatı değişmişti artık herşeyi unutmuştu sadece o vardı hayatında çalgıyıda unutmuştu...

birşeyler yapmalıydı ali onun kim olduğunu yerini yurdunu öğrenmeliydi ve gidip istemeliydi onu ailesinden. ama bir sorun vardı o güzel padişahın kızıydı verir miydi padişah kızını ali gibi bir çulsuza, ama ali isteyecekti kimse vazgeçiremiyordu ali'yi kararı kesindi, en sonunda birisi aliye:
"şu ileride Abdulkadir Geylani hazretelrini halifesi oturur git onun yanına o sana yardım edecek tek kişidir" der, ali gider halifenin yanına durumu ona arz eder halife de aliye bu sevdadan vazgeçmesini söyler ama ali vazgeçmez, halife düşünüp der ki:
"şu ileride ki dağda bir mağara var oraya git ve gece gündüz hiç durmaksızın ALLAH diye diye zikret, vakti gelince ben sana o kızı getireceğim "der...ali koşa koşa gider mağaraya ve başlar zikire...

hiç durmuyordur ali gece gündüz ALLAH ALLAH diye zikrediyordur. aradan bir kaç gün geçtikten sonra halife yanına gelir ali'nin, halifeyi gören ali hemen kızı sorar, halife"sen devam et zikrine ben getireceğim onu sana" der ve gider,ali devam eder zikrine...

bir kaç gün sonra tekrar gelir ali yine onu sorar ve yine aynı cevabı alır, devam eder zikrine...

aradan bir ay geçer ali hala zikretmektedir, bu arada alinin ünü tüm heryeri kaplamıştır, herkes birbirine"biliyor musun şu mağaraya Allah dostalarından biri gelmiş gece gündüz zikir yapıyormuş" diyormuş, halife tekrar ziyaretine gittiği aliye yine aynı cevabı verir ve döner...

39. gündür ve alinin ünü padişaha kadar ulaşır, padişah onun hakkında bilgi almak için halifeyi yanına çağırır ve sor kimdir? necidir? diye halifede onun Allah dostlarından olduğunu mağarada inzivaya çekildiğini ama yarın şehri terk edeceğini söyler. padişah alinin gitmesini istemez sorar ne yapabilrim de onu burda kalmaya ikna edebilirim diye,istediği herşeyi veririm ona der halifede padişaha yarın yanına gidebileceklerini söyler ve yanından ayrılır, alinin yanına gitmiştir halife ali yine gelir gelmez onu sorar, halifede zikrine devam etmesini padişahla birlikte onu yarın getireceğini söyler ve"ne olursa olsun padişah sana ne verirse versin sakın kabul etme " der, ali sevinir devam eder zikrine.

ama ali öyle bir zikrediyor ki mağaranın taşlarıda onla birlikte zikrediyor, göz yaşı döküyordur, her yer Allah sesleri ile inliyordur.
ertesi gün olmuştur halife padişah ve bir sürü insanla beraber alinin yanına gelir, padişah aliyle konuşmaya başlar:

-efendim şehrimize hoşgeldiniz sefa geldiniz, ne mutlu bize. ama duyduk ki bugün bizi terkediyormuşsunuz çok üzüldük, onun için sizlere bu hediyeleri getirdik kabul buyurun, der ve bir sandık dolusu altını önüne saçar ali kabul etmez, kendisine bir köşk vereceğini söyler kabul etmez, sarayından bir oda vereceğini, istediği kadar hizmetçi verceğini söyler kabul etmez.
padişah ne yapacağını şaşırır ve halifeye sorar, halife de:"efendim Allah dostları mala mülke önem vermezlerdünyayı verseniz yine istemezler, siz en iyisi kızınızı ona eş olarak verin onu damadınız yapın böylelikle burayı terketmez " der. padişahın aklına yatar bu fikir ve aliye dönerek "efendim izninizle benim bir kızım var size eş olarak vermek istiyorumi benim damadım olmanızı istiyorum" der, ali padişaha bakar, halifeye bakar o güzele bakar ve HAYIR der...

ve halifeye dönerek:

"kırk gün boyunca yalandan Allah dedim, Yüce Rabbim dünyanın bütün servetini önüme serdi, olmayacak işleri oldurdu. bir de canı gönülden ALLAH deseydim bana ne güzellikler verirdi" , ve sonra ali öyle bir ALLAH der ki dag titrer ve alinin can kuşu uçuverir, ali ruhunu teslim eder...
Tasavvuf ; Seni Senden Alır Seni Sana Sensiz Verir
Yasarmayan bir göz, kızarmayan bir yüz, hissetmeyen bir öz, eyleme dönüsmeyen binbir söz ile Allah'a yazılan davetiyeler nasıl varsın yerine? Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol